01-02-2015, 06:26 PM
Capcom cephesinden Resident Evil 6 beklenirken, aslında yeni bir klasik, hit olabilecek bir oyun daha var, yani Dragon’s Dogma (DD). Uzun süredir geniş bir ekibin üstünde çalıştığı yapım ses getirecek bir proje. Gerek videoları, gerekse ekran görüntüleri ile heyecan uyandıran DD’yi oynama imkanına sahip oldum. En iyisi lafı daha fazla uzatmadan içeriğe geçip, başımdan neler geçtiğini sizlere aktarayım.
Bizimkisi bir ejderha hikayesi
DD’nin konusunu bilmeyenler için ufak bir hatırlatma ile işe başlayalım. Casadeis isimli balıkçı köyü, bir ejderha tarafından baskına uğrar. Baskında ejderha, kontrol edeceğimiz karakterimize seçilmiş kişi olduğunu söyler, kalbini çıkarır ve onu öldürür. Ancak sonrasında bilinmeyen güçler tarafından karakterimiz, aydınlanmış kişi olarak tekrar hayata döner. Bundan sonra kahramanımızın amacı kalbini çalıp, ölümüne sebep olan ejderhayı bulmak ve onu öldürmektir. Bu hikaye yapımda ilerledikçe biraz daha derinleşecek tabii ki.
Yapıma ilk olarak bir zindana girerek başladım. Yanımda bir kişi daha vardı. Biraz ilerledikten sonra bir taşa dokundum ve iki kişi daha partiye katıldı. Böylece daha önce de bahsedilen 4 kişilik grubum tamamlanmış oldu. DD, safkan bir RPG oyunu değil, bu zaten belli olan bir noktaydı. Aksiyon/RPG tabanlı yapımda, aksiyon genel olarak hızlı bir şekilde gelişiyor. Buna göre kontroller de iyi yedirilmiş. Oynadığım PS3 sürümünde R1 ve L1 özel vuruşlar yapmamı sağladı. Şöyle ki; R1 ile kılıçla düşmana hızlıca koşup, sert bir darbe indirebildim. Ayrıca havadaki düşmanlar için de bir hareketim vardı.
Diğer yandan ise L1 ile kalkanı daha aktif bir biçimde kullandım. Düşmanlara kalkanla vurabilirken, diğer yandan ise kalkan ve kılıcı birbirine vurarak dikkatleri üstüme çekebildim. Bunların etkisini açıkçası siz de oyunda daha iyi göreceksiniz. Bir anda üstüme gelen iki düşmandan birine kalkanla sert bir şekilde vurup onu savururken, diğer yandaki rakibim ise kılıcımın tadına baktı. Her ne kadar hızlı, karambol gibi gözüken bir aksiyon olsa da, aslında kolay ve zevkli yapılmış.
Bizimkisi bir ejderha hikayesi
DD’nin konusunu bilmeyenler için ufak bir hatırlatma ile işe başlayalım. Casadeis isimli balıkçı köyü, bir ejderha tarafından baskına uğrar. Baskında ejderha, kontrol edeceğimiz karakterimize seçilmiş kişi olduğunu söyler, kalbini çıkarır ve onu öldürür. Ancak sonrasında bilinmeyen güçler tarafından karakterimiz, aydınlanmış kişi olarak tekrar hayata döner. Bundan sonra kahramanımızın amacı kalbini çalıp, ölümüne sebep olan ejderhayı bulmak ve onu öldürmektir. Bu hikaye yapımda ilerledikçe biraz daha derinleşecek tabii ki.
Yapıma ilk olarak bir zindana girerek başladım. Yanımda bir kişi daha vardı. Biraz ilerledikten sonra bir taşa dokundum ve iki kişi daha partiye katıldı. Böylece daha önce de bahsedilen 4 kişilik grubum tamamlanmış oldu. DD, safkan bir RPG oyunu değil, bu zaten belli olan bir noktaydı. Aksiyon/RPG tabanlı yapımda, aksiyon genel olarak hızlı bir şekilde gelişiyor. Buna göre kontroller de iyi yedirilmiş. Oynadığım PS3 sürümünde R1 ve L1 özel vuruşlar yapmamı sağladı. Şöyle ki; R1 ile kılıçla düşmana hızlıca koşup, sert bir darbe indirebildim. Ayrıca havadaki düşmanlar için de bir hareketim vardı.
Diğer yandan ise L1 ile kalkanı daha aktif bir biçimde kullandım. Düşmanlara kalkanla vurabilirken, diğer yandan ise kalkan ve kılıcı birbirine vurarak dikkatleri üstüme çekebildim. Bunların etkisini açıkçası siz de oyunda daha iyi göreceksiniz. Bir anda üstüme gelen iki düşmandan birine kalkanla sert bir şekilde vurup onu savururken, diğer yandaki rakibim ise kılıcımın tadına baktı. Her ne kadar hızlı, karambol gibi gözüken bir aksiyon olsa da, aslında kolay ve zevkli yapılmış.